Dede yadigârı mesleğini ayakta tutmaya çalışıyor

Kaybolmaya yüz tutan mesleklerden yorgancılığın Denizli'de üçüncü nesil temsilcisi olan Tümer Bağdu, uykuda konfor sağlayan yün ve pamuğu anlattı. Bağdu, 'Doğal ürünlerden kaçmasınlar, suni malzemelerden uzak dursunlar. Yattıkları yatakların yastığın yorganın organik ürünler içermesine dikkat etsinler' dedi.

Denizli’de tarihi Kaleiçi Çarşı’sında dededen gelen ve babasından öğrendiği yorgancılık mesleğini sürdüren 43 yaşındaki Tümer Bağdu, kaybolmaya yüz tutmuş mesleğin üçüncü kuşak temsilcisi.

Mesleğe çekirdekten yetişerek babasından öğrendiğini anlatan Bağdu, “Babamızın pamuk, çırçır atölyesi vardı. Yorgan dikmesini biz babamızdan öğrendik. 2000 yılında tarihi alışveriş çarşısı olan Kaleiçi’nde bir mağaza açtık. Burada ürünlerimizi satıyoruz. Babamız bize destek oldu. Biz onu yorgan dikerken, hallaç yaparken başında durduk, izledik. El dikimi yorgan işi zayıflamaya başladı. Biz de başka bir sektöre geçiş yaparak, yorgancılığı da bırakmadan biraz ev tekstil ürünlerine döndük. Nevresim, yastık, çarşaf kılıfı ürünlerinin dikimini gerçekleştirmekteyiz” dedi.

YENİ NESİLE ÖNEMLİ TAVSİYELERDE BULUNDU

Yeni neslin elyafı daha kullanışlı bulduğundan bahseden Bağdu, silikonların makinede yıkanma kolaylığının bulunduğunu söyledi. Yorgan ve yastıklarda kullanılan pamuk, elyaf ve silikonların özelliğini anlatan temsilci, “Akıllı pamuk, birinci el dediğimiz pamuktur. Tarladan alınıp, çırçır makinesinde çekirdekleri ayıklanmış, organik olarak satışa sunduğumuz pamuktur. Taranmış yün; yünün Uşak’ta karnet makinalarından çıkarttığımız doğal, saf yündür. Açma dediğimiz endüstriyel pamuk vardır. Uşak pamuğu da denir. Tekstüre elyaf; polyester ürünü yastıklar için dolgu maddesidir. Silikon; petrol ürünü olup yastıklarda dolgu ürünü olarak kullanılır. Bir de boncuk silikonlar vardır. Bu da silikonun başka bir makineye girip boncuklaştırılmış halidir” şeklinde konuştu.

Bağdu, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:

YURT DIŞINDA TALEP GÖRÜYOR

“Dikime başlamadan önce 3-4 saat bir zaman sürüyor” diyen Bağdu, “Yorgan dikimine başladıktan sonra yorganın modeline ve desenine göre 1 ile 2 hafta süren modelleri oluyor. Yazın gelen gurbetçiler, orada bu tür işçilikler olmadığı için gelip buradan satenini kumaşını beğenip, içindeki malzemesini de seçerek bize diktirip, vakumlu poşetlerle yurt dışına götürüyorlar. Biz onlara hizmet ediyoruz.

“MESLEKTE GERİYE DÖNÜŞ VAR”

Geriye dönüş bizim mesleğimizde var. Elyaf yorganların, elyaf yastıkların sağlıksız olduğu biliniyor. Uzmanların ve doktorların da tavsiye ettiği şekilde pamuk, yün, yastık ve yorganda çok fazla sipariş oluyor. Gençler bu yönde çok ilgililer. Özellikle onlarda pamuk yorgan ve pamuk yastık istiyorlar. Hatta yataklara koruyucu olarak yünden alez pedler dikiyoruz. Geriye dönüş bu anlamda var. Sıcakta ne yün yakar, ne de pamuk yakar. Yünün çok yakıp terlettiği bilgisi yanlıştır. Yaz ve kış gönül rahatlığı ile kullanabilirler. Silikon ve viskon sünger dediğimiz suni malzemeler en zararlılarıdır. Yatakta rahatsız eder. Kışın soğuk tutar, yazında sizi suyun içerisinde bırakır. Yeni evleneceklere şunu söylemek istiyorum. Doğal ürünlerden kaçmasınlar, suni malzemelerden uzak dursunlar. Yattıkları yatakların yastığın yorganın organik ürünler içermesine dikkat etsinler”.

BAŞKAN CAN: “DESTEKLER ÇOK ÖNEMLİ”

Denizli Terziler Konfeksiyoncular Giyim Sanatkârları Odası Başkanı Ahmet Can da yaptığı açıklamada, “Bu süreçte KOSGEB’in çağrıya çıkmasıyla üyelerimizden kimlere ulaşabiliriz, bir listesini çıkardık, ön hazırlık yaptık. Sadece kendi üyelerimiz değil diğer odaların da üyelerini aynı şekilde ulaşabildiklerimize ulaşmaya çalıştık. İşlemleri kendimiz yaptık, çünkü bazı aşamalarda insanlar tıkanabiliyor. Esnaf kendi işiyle uğraşmaktan o işe bakamıyor. Dolayısıyla bu iş yarıda kalmasın diye son noktayı biz kendimiz koymak istedik kendilerinin gözetiminde. İyi de oldu, birçok üyemiz faydalandı. Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerle alakalı mesleklerdeki kişiler faydalandılar ve memnunlar. KOSGEB müdürüne de buradan tekrardan teşekkür ediyorum o dönemdeki çağrılarını bize ulaştırdılar. Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerde yeni nesil artık çıraklık, kalfalık bu tarz şeylere gelmek istemiyor. Zaten esnafın da bunu kaldırabilecek gücü de yok. Bazı meslekler zamana da yenik düşüyor. Dolayısıyla bunlara destek olmak gerekiyor. Devletimiz bu konu önünü açtı. Sadece burada çıraklarla alakalı bir konuda destek olurlarsa daha iyi olacak. Biz bu süreci en iyi değerlendiren odalardan birisi olduk ki üyelerimiz de en iyi şekilde faydalanmış oldular. Geçmişle alakalı mesleklerin desteğiyle alakalı gayretimizin olduğu gibi ihracata yönelik yeni yetişen mesleklerin önünü açmak için iki taraflı geçmiş ve gelecek olarak bir gayretimiz de var. Bu konuda esnafların bizden talepleri var biz de onlara oda olarak yetişmeye çalışıyoruz. Hem geçmişi yaşatmaya hem de gelecekteki mesleklerin önünü açmaya çalışıyoruz” dedi.