"Denizli halkı iktidara gereken cevabı vermiştir"

Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum 14 Mayıs genel seçimleri sonrasında önemli açıklamalarda bulundu. Horzum, 'Denizli halkı iktidara gereken cevabı vermiştir" dedi.

 

14 Mayıs’ta gerçekleştirilen genel seçimler ikinci tura kaldı ve Türkiye 28 Mayıs’ta yeniden sandık başına gidecek. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum www.denizlidesiyaset.com’a önemli açıklamalarda bulundu.

“DENİZLİ’NİN PARLAYAN YILDIZI CHP’DİR”

“14 Mayıs’ı iyi okumak lazım. Denizli’de bizim sorumluluğumuz bunu okumak ve değerlendirmek” diyen Başkan Horzum, “Denizli’nin özelinde Denizli’nin parlayan yıldızı Cumhuriyet Halk Partisi! En yakın 2018 seçimi ile kıyasladığımız zaman yüzde 28 olan oylarımız yüzde 32 bandına gelmiş. Yüzde 4’lük bir artış var. İktidarı elinde bulunduran AKP’ye baktığımızda yüzde 40’lardan yüzde 33’lere bir gerileme var. Denizli’nin 2018 seçimlerinde toplam 8 milletvekili sayısı vardı. Nüfus artışının yeterli olmamasından kaynaklı 7 milletvekilinde de biz 3 milletvekili çıkardık. Ama gördüğümüzde iktidar partisi 4 milletvekilini 3’e düşürdü. Bu seçimin kaybedeni iktidar partisi AKP, kazananı Cumhuriyet Halk Partisi’dir, Millet İttifakı’dır. Bunun altını çizmek istiyorum. Seçim şartlarına geldiğimizde de bu seçim seçim olmaktan çıktı. Biz resmen 6’lı masa, Millet İttifakı olarak bizleri devletle yarıştırdılar. Devletin tüm imkânları karşımızda seferber edildi. Görmediğimiz birçok sahneyi yaşadık burada. Zorunlu olarak istifa ettirilen İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Ulaştırma Bakanı hala koltuklarında oturdular. Diğer bakanlar, değişik şehirlerde aday olmalarına rağmen bakanlığı bırakmadılar, hala bırakmıyorlar. Adaletsiz bir şekilde devletin tüm imkânlarıyla, hatta daha ileri gideyim; devletin kolluk kuvvetleriyle, yargısıyla her şeyiyle maddi manevi tüm imkânlarıyla bu seçimde karşımızdaydılar. Denizli halkına bir kez daha teşekkür ediyorum. Denizli halkı iktidara gereken cevabı vermiştir. “Artık yeter’ Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetmesini istiyoruz” mesajını net bir şekilde iletmiştir. Bu nedenle bizlere oy veren, vermeyen Denizli halkını tebrik ediyorum. Denizli’de Millet İttifakı ortaklarımızla birlikte el ele kol kola omuz omuza şiarı ile beraber biz çalışmamızı gösterdik. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de AKP hüsrana uğramıştır. Yüzde 50’lerde olan oyunu yüzde 44’lere çekmek zorunda kalmıştır. Memleket yeter demiştir. CHP ise Cumhuriyet tarihindeki en yüksek oylardan birini almıştır. Denizli; hak istiyor, adalet istiyor, özgürlük istiyor, birey olmak istiyor. Denizli barıştan, sevgiden, kardeşlikten yana olduğunu cumhurbaşkanlığı seçiminde de göstermiştir. Çünkü bizim kavgayla, ötekileştirmeyle, kutuplaştırmayla bir işimiz olmadığını hep söyledik. Denizli’de bu karşılık bulmuştur” dedi.

Başkan Horzum, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

“EMİN OLUN BU SEÇİMİ KAZANACAĞIZ”

İkinci turda Denizli’de biz oyumuzu daha da arttırarak emin olun bu seçimi kazanacağız. Bu konuda hiçbir sıkıntımız, endişemiz yok. En acı yıl olmuş 2023gerek seçime giden siyasi partiler gerek STK’lar, gerekse de normal sade bir vatandaş sandık görevlisi adı altında, oy ve ötesi adı altında sandıkları devlete karşı koruma yöntemine gitmişlerdir. Biz devlete karşı, devletin kuvvetlerine karşı resmen orada bir savaş verdik. Bu savaşın galip çıkanı da biz olacağız. Denizli’de yaşana birkaç olay var. Onların da suç duyurularında bulunduk. Bizim huzurumuzu güvenliğimizi sağlayan polis gidip iki sandıkta oy kullanabilir mi? Biz bunu yaşadık bu seçimde! Yetmedi sandıklar 17:00’de kapandığında ve sayımlar başladığında okullardaki ve bulunduğu yerdeki seçim andıkların ilçe seçim kuruluna götürülmesinde emniyet güçleri çıktı karşımıza. “Biz götüreceğiz” dediler, sandık görevlilerimiz “Götüremezsiniz. Alırım oy torbalarını biner araba giderim” dedi. Biz bunlarla mücadele ettik. Baharın gelişi birazcık ötelenmiş oldu. 28 Mayıs’ta bu ülkeye, bu şehre baharı getireceğimize inancımız tam!

“CHP, BU ÜLKENİN DEMOKRASİSİ NE ZAMAN SIKINTIYA GİRSE EVREYE GİRMİŞTİR”

CHP, bu ülkenin demokrasisi ne zaman sıkıntıya girse evreye girmiştir. CHP bu fedakârlıkları geçmişte de yapmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi yasaklı olduğu dönemde siyasi yasağı da kaldıran biziz. İYİ Parti’yi kapatmaya çalıştıklarında da CHP 15 milletvekilini İYİ Parti’ye göndermiştir. Bugün geldiğimiz noktada da demokrasiyi sekteye uğratmaya çalışıyorlar. Tek adam rejimini, ucube sistemi devam ettirmek istemelerine karşılık CHP yine demokrasiyi ve Cumhuriyeti koruma refleksi geliştirerek ittifak ortaklarımıza milletvekilliğinde yer vermiştir. Biz burada hiçbir zaman için bencil düşünmedik. Sema Silkin Ün ilk açıklandığında bizim bir tepkimiz olmadı. Genel merkez bir karar vermiştir, demokrasiye ve çok sesliliğe ihtiyaç vardır, genel merkezlerimiz uygun gördüyse biz buna varız demişizdir. Bu karşılıklı bir güç alışverişidir. Birbirimize destek olmaktır. İttifakın hedefi de budur. Biz bu paylaşımı gerçekleştirdik burada. Sema Silkin Ün’e seçim sürecinde göstermiş olduğu üstün performansa da teşekkür ediyorum. Gerçekten kimliğiyle, kişiliğiyle, hanımefendiliğiyle, entelektüel bakışıyla, insanlara yaklaşımıyla, siyaset anlayışıyla gerekli eforu katbekat göstermiştir.

“SİNAN OĞAN, MİLLET İTTİFAKI’NA DAHA YAKINDIR”

Sinan Oğan; Türkiye ortalamasında yüzde 5, Denizli’de ise yüzde 7 almıştır. Türkiye ortalamasının üzerindedir. Nereden ne oy alınmış seçim stratejimizi yeniden belirledik. 19 ilçenin 19’unda da çalışan ekiplerimiz mevcuttur. Sinan Bey’in Cumhur İttifakını mı, Millet İttifakını mı destekleyecek konusundaki tavrı konusunda kenara çekiliyorum deme hakkına sahiptir. Ama Sinan Bey’i Millet İttifakına daha yakın bir kişi olarak görmekteyim. Anayasanın ilk dört maddesinde Türk Cumhuriyeti ve demokrasiye olan düşkünlüğünü göz önüne aldığımızda o yer zaten Millet İttifakıdır. Ama bu yerelde bizlerin değil de genel merkezin işleyişidir. Genel merkez bu konuda bir strateji geliştirecektir. Bu strateji yerelde de halka anlatmak bizlerin görevidir.

Kesinlikle umutsuzluğa kapılmak, kahrolmak gibi bir duyguya kapılmak yok. Bugün dünden bir kat daha fazla çalışacağız. 14 Mayıs’ta ülkemize getirecek oluğumuz bahar 28 Mayıs’a ötelenmiştir diye düşünüyorum. Bir tarafta kavga, ötekileştirme, kutuplaştırılma varken; bizim tarafımızda sevgi, barış ve kucaklaşma var. Ülkenin artık barış dilini kullanması gerekiyor. Biz bu ülkeyi kurarken Türkü’yle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Alevi’siyle kurduk. Yönetirken de bunlarla yöneteceğiz. Bunlarla yönetirken de biz güzellikleri paylaşmaktan yanayız. Yoksulluğun ve kavganın neyini paylaşabileceksiniz ki? Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında da demokrasi ve Cumhuriyetle taçlandıracağımıza inancımız tamdır”.