Yaklaşık bir yılı aşkın süredir küresel bir enflasyondan, FED’in sıkılaşacağından, ülkemizdeki alım gücünün günden güne düştüğünden ve başka birtakım risklerden konuşuyoruz. Birçoğu da beklendiği gibi gerçekleşmiş durumda. Artık 2022’nin ikinci yarısına girdiğimiz dönemde yeni bir hikaye yazmak, yeni bir projeksiyon yapmak ve geniş perspektifle listedeki maddeleri değiştirmemiz gerektiğinin farkına vardım. Bugüne kadar beklentilerimiz dahilinde gerçekleşen şeyler, pandeminin ve yanlış politikaların bir sonucuydu. Şimdi bu sonuçlar birer sebep olacak ve yeni beklentilerimizi makro göstergeler ışığında; küresel ve ulusal olarak sıralayacağız ve ardından piyasaları yansımalarını tahmin etmeye çalışacağız.
Küresel Riskler
Bu başlığın şüphesiz ilk sırası FED ve sıkılaşma politikası olacak. Artık faiz artırımlarının geleceği kesin, baz puanları önemli değil çünkü piyasalar bir hafta öncesinden faiz artırımlarını fiyatlamaya başlıyor fakat asıl takip edilmesi gereken taraf bilanço küçülmesi. Çünkü hâlâ orada ciddi bir düzeltme yok. Faiz artırımlarının yanı sıra bilanço küçülmesi de başlarsa gelişmekte olan ülkeler için dolara ulaşmak hayli zor bir hâl alacak. Dolayısıyla küresel ekonominin gözü kulağı burada. Biz ise okumayı yapmak için başta DXY (Dolar Endeksi) ve US10Year (Abd 10 Yıllık Tahvilleri) olmak üzere Ons Altın, S&P 500 ve VIX (Korku Endeksi) fiyatlamalarını takip edeceğiz. Özellikle VIX ile S&P 500 ve kripto varlıklar arasındaki ters korelasyon piyasada pozisyon almak için yardımcı bir argüman olma potansiyeli taşıyor. Ayrıca ABD’den gelecek iki önemli veri bizler için tarihi krizlerden hangisinin benzerine gideceğimize dair yol gösterecek. Faiz artırımları neticesinde enflasyonda yavaşlama ve düşüş gelirse “resesyonu” yani 1980 dönemini, faiz artırımları neticesinde hem durgunluk hem de kemikleşmiş enflasyon görürsek de “stagflasyonu” yani 1973 dönemini baz alacağız. Bu sebeple en az enflasyon kadar önemli verilerden biri istihdam ve not defterinin bir yanına da çeyreklik büyüme rakamları not edilmeli.
ABD’den sonra çok da konuşulmayan bir diğer riskin Çin kanadındaki gayrimenkul balonu olduğunu belirtmek gerekiyor. Herkes ABD ve Euro Bölgesine odaklanmış durumdayken Asya tarafında Çin ve Japonya takip edilmesi gereken ülkeler. Yine jeopolitik bir risk olduğu kadar küresel ekonomik bir risk olan Rusya’nın Ukrayna’yı işgali de uzun sürecek gibi gözükmekte. Ek olarak Çin’de pandeminin yeniden çoğalması, kış ayları için tehlike çanlarının çalması küresel tedarik zincirindeki baskıyı daha da artırıyor. Bu da küresel enflasyonun uzun sürme ihtimalini artırıyor. Gıda krizi ve iklim değişikliği de ilerleyen yıllar için önemli başlıklar hâline gelebilir. Tüm bunlar eşliğinde yavaşlayan, enflasyonla mücadele için sıkılaşan (istisnalar olabilir) ve özellikle gelişmekte olan ülkeler için alınan her kararın daha önemli olduğu bir dönem bizleri bekliyor.
Ulusal Riskler
Ekonomi yönetiminin yaptığı hataları artık saymaya gerek olmadığını düşünüyorum. Ancak ulusal olarak bizleri ilgilendiren en önemli verinin 5 Yıllık CDS olduğu aşikar. Günden güne farklı fiyatlamalar belirsizliğin ve kara bulutların hükmünü bizlere hatırlatıyor. Bir diğer problem Euro/Dolar paritesindeki Euro’nun yaşadığı değer kaybı ve Euro Bölgesi’nin sıkılaşması. Türkiye, Dolar ile ithal edip Euro ile ihraç eden bir ülke ve bu paritedeki her kayıp ihracatçımızın işini daha da zor hâle getiriyor. Ayrıca en büyük alıcımız olan Euro Bölgesi’ndeki sıkılaşma, oraya sattığımız mal sayısının da bir miktar azalması anlamına gelebilir. Dolayısıyla ihracat rekorları narası atıp ithalat verilerini görmezden gelenler için düşünülmesi gereken bir nokta daha doğabilir. Enerji fiyatları için yazın rahat geçecek olsa da kış aylarına yakın özellikle doğalgaz konusunda problemler yaşanabilir. Brent Petrol ve diğer tüm emtialar resesyon beklentisi sebebiyle sert bir satış dalgasında olsa da hâlâ tehlike çanları çalmakta. Son olarak şark kurnazlığı hâline gelen yeni kararlar silsilesi özellikle borsa kanadına zarar veriyor. Dolayısıyla artık reel sektörün üzerindeki baskı her geçen gün daha da artacak. Derin bir konu çünkü etkileri çok farklı yerlere varabilir, ayrıca konuşmak gerekir.
Piyasalar Bunu Nasıl Fiyatlar?
Öncelikle Dolar/TL’de 8 Temmuz tarihi için yeni bir karar ya da görev değişikliği gibi majör bir kırılım gerçekleşebilir. Kurban Bayramı’nda sığ piyasada rezerv satışları ile kurdaki düşüş derinleştirilebilir. 16,50, 16,15, 15,75 ve 15,10 seviyeleri destek konumunda, 16,80 ve 17,30 direnç seviyeleri. Değersiz TL isteyip kuru baskılamak nasıl bir politika onu henüz anlayabilmiş değilim, anlatacak bir kaynağa da rastlamış değilim fakat eğer bulursam sizlere de anlatacağım. Euro yatırımı yapanlar için her şeyden önemlisi Euro/Dolar paritesi. Ancak benzer hareketler olması elbette muhtemel.
Borsa yatırımcısı iki haftadır zorlanıyor, resesyon beklentisi ile düşen demir fiyatlarının öncülük ettiği Ereğli satışı, BDDK kararının derinleştirdiği satışlar, önce JP Morgan’ın bankalar hakkındaki beklentileri sonrasında da Bank of America’nın Ereğli beklentisi derken satıcılı geçen günleri yaşıyoruz. Sanırım bir yıldır benzer şeyleri söylüyoruz fakat bu enflasyondan korunmak için başka bir alternatif henüz gözükmüyor.
Değerli metallerdeki yatırımcılar bu hafta hem onslardaki hem de dolardaki düşüşle sarsılmış olabilir. Resesyon beklentisi emtialardaki satış baskısını devam ettirecek gibi gözüküyor. Temmuz’daki faiz artırımının da fiyatlanacağı senaryo da onslar tarafında kısa vadede satış baskısı devam edebilir. Bu yüzden uzun vadeli yatırımcıları ilgilendiren bir durum olmamakla birlikte dolarda seviye vermek zor olsa da aşağı yön baskısına karşı hem alım tarafında hem de satım tarafında dikkatli olmakta fayda var.
Son olarak kripto yatırımcıları için uzun bir kış uykusu bekleniyor denilebilir. Kısa ayı piyasası rallileri muhakkak olacaktır, Nasdaq ve S&P ile olan korelasyon hâlâ devam etmekte, oralar ayağa kalkmadan, ki hayli zor gözüküyor, yükseliş beklemek çok ciddi bir politika değişikliği olmalı.
Epey uzun bir yazıdan sonra, 1980 ve 1973 başta olmak üzere konuşacak çok fazla konumuz var. Oyunu biz kurmuyoruz bu yüzden onların kurduğu oyunda, onların koyduğu kurallarda, doğru pozisyon almak ve 2022 yılının kalanında hatta 2023 yılında para kazanmaktan çok kaybetmemeye odaklanmak gerekiyor.