Seçimlerin ardından olan biteni izledikten sonra beklentilerimiz netleşmeye başladı. Türk milleti, mevcut iktidar ile devam etme kararı aldı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti için yeni bir döneme girmiş olduk. Bu yeni döneme yeni bir kabine ve biraz daha farklı bir politika seti ile giriyoruz. En net değişim de ekonomi yönetimi ve politikalarında olacak gibi gözüküyor. Bu sebeple biz de hem makroekonomik açıdan kararları ve sermaye piyasası araçlarındaki olası durumları değerlendirmek üzere kalemi elimize aldık.
Bakanlık ve Merkez Bankası Başkanlığı koltuklarındaki iki üst düzey atama ile piyasalarda olumlu bir hava oluştu. Bu olumlu hava şimdiye kadarki iletişimsizlik ve yavaş davranma sebepleriyle biraz dağılmış olsa da 22 Haziran günü değişimin meşalesinin yakılacağı toplantı için herkes pürdikkat vaziyette beklemekte. Bu toplantı için genel kanı %8.5 olan politika faizinin %20 civarlarına yükseltilmesi. %20’nin altında kalacak her karar, anlık kazanılan kredibilitenin büyük bir kısmını yok edeceği gibi gelecek için verilecek mesajların da anlamsız olmasına yol açacaktır. %20 üzerindeki artışlar ise kararlı bir duruşu sembolize edeceğinden piyasanın beklentisinin bir miktar da olsa üzerine çıkmanın olumlu etkileri ilk fiyatlamalarda ve beklentilerde kendini gösterecektir. Ancak ben de %20 seviyesine çıkarılacak bir faiz oranı ve ardından sıkılaşma mesajlarıyla dolu bir metin geleceğini düşünmekteyim. Baz senaryo olarak bu şekilde bir oyun planı oluşturulursa gelecek için beklentiler ne şekilde evrilir sorusuna ise tek tek cevap vermenin daha faydalı olacağını düşünüyorum;
Döviz
%20 seviyesine gelen faiz ve sıkılaşma mesajları haber anında ve bayram tatili haftasında aşağı yönlü bir hareketi beraberinde getirecektir. Ancak bu hareketin kalıcı olmasını beklememekle birlikte döviz tarafının denge fiyatının bu bölgeler olduğunu, buranın üzerinde fiyatlamaların şimdilik abartı olacağını düşünmekteyim. Turizm sezonu ve yaz ayları kaynaklı enerji ithalatının düşmesi sebebiyle cari açık tarafında rahatlama göreceğimiz için en azından bir-iki aylık süreçte denge noktasının bu bölgeler olarak kalacağını düşünmekteyim. Ancak Ağustos ayı için yeniden konuşmak gerekebilir. Fakat yeni süreçte döviz tarafı yatırım tercihlerinde birinci sırada olmayacaktır.
Gram Altın/Gram Gümüş ve Değerli Metaller
Döviz tarafındaki stabilite sağlandıkça buradaki momentum da bir miktar zayıflayacaktır. Seçim dönemi boyunca sürekli önerdiğim gram altın için bugünden sonra ağırlık azaltmak gerektiğini fakat bir kısmının da portföyde muhakkak bulunması gerektiğini söyleyebilirim. 1600 seviyeleri gram için şimdilik hedef bölgesi olarak gözüküyor fakat değerli metaller de yine portföydeki ağırlığın çoğunluğu için önümüzdeki dönemde ilk tercih olmayabilir.
BİST
Seçim sonrası gelen rahatlama rallisi son birkaç gündür ve özellikle bugün satış ağırlıklı devam ediyor. Bir süredir uyardığım gibi ne alırsanız para kazandığını dönem BİST için geride kaldı. Doğru sektör ve şirket seçmedikten sonra geçtiğimiz yıllardaki getirilerin yanına yaklaşmak bile hayal olabilir. Bu yüzden küresel ve ulusal olarak talep yaratan sektörleri bulup, sektörlerin içinde kendisini borçla çeviren şirketleri elemek gereken bir dönemdeyiz. Çünkü artık TL likidite bolluğunda bir daralma söz konusu olacak, faiz artırımları yavaşlamayı getirecek ve enflasyondan ötürü artan kâr marjlarında düşüş göreceğiz. Bu sebeple iş modelinde enflasyona dayalı kâr yazmamış, stoktan para kazanarak değerlenmemiş, dövizle iş yapan ve dövizdeki fiyatlama gücü iyi olan şirketleri arayıp bulmak gerekiyor. Bunu ayrı bir yazının konusu yapabiliriz.
KRİPTO
Kripto varlıkların yatırımcısı genel itibariyle diğer enstrümanlara yatırım yapmaktan uzak duruyor. Ancak portföy çeşitliliği açısından sepetinde kripto taşımak isteyenler varsa FED’in son kararından da anlaşıldığı üzere ve yine öncedeki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi %4 seviyesi enflasyonda yapışkanlık bir başka deyimle kemikleşme bölgesi olabilir. Hedef olan %2 seviyesine gelmek için faiz indirimi yerine sabit bırakarak veri izleme dönemine geçilecektir. Ayrıca SEC başta olmak üzere ABD’nin çeşitli kurumlarının kripto varlıklar üzerinde kurduğu baskı da yükselişin önündeki en büyük engeldir. Uzun vadeli yatırımcılar için diğer enstrümanlardan ettikleri kârlarla alımlara başlanabilir ancak 2023 yılı da muhtemelen bu şekilde devam edecektir.
GAYRİMENKUL ve OTOMOBİL
Enflasyonist dönemin en çok getiri sağlayan iki yatırım aracı (Türkiye için artık bu tartışılmaz bir gerçek) artık rallinin sonuna gelmiş gibi görünüyor. Bu iki varlık da talep canlılığını karşılayamayan arz sebebiyle yükseliyordu. Yatırım için gayrimenkul ve otomobil alanların yarattığı talep dalgası, konut yetersizliği ve otomotiv sektöründeki arz sıkıntısından da beslenerek bir çığ gibi büyümüştü. Bu büyüme elbette bir köpük fiyat oluşumunu da beraberinde getirdi. Kredi tarafındaki daralma ve bu daralmanın talep tarafında da etkisini göstermesiyle bu iki yatırım aracının artık tepelerde olduğunu ve köpük fiyatın da yavaş yavaş alınacağını düşünmekteyim. Ayrıca hükûmet kanadının da bu doğrultuda tedbirler alması kuvvetle muhtemeldir. (İhtiyacı olduğu için ev ve araba alanlar bu değerlendirmenin muhatabı değildir.)
MEVDUAT
İşte bence yeni dönemin en büyük ilgi odağı olacak yatırım aracı banka mevduatları. Kimi bankalarda %36-%40 arasına çıkan mevduat faizleri, risksiz getiri olmasıyla birlikte ciddi bir talep görecektir. Ayrıca yeni ekonomi yönetimi bu tarafı teşvik edecek adımlar da atacaktır. Özellikle KKM tarafından yavaş yavaş kurtulmak isteneceğinden ötürü dövize yeniden talep olmasın diye mevduat tarafı muhtemelen canlı tutulacaktır. Bu sebeple bir miktar mevduat faizinde kalarak yeni sistemin geçici de olsa etkilerini görmek gerektiğini düşünüyorum.
Bir araba düşünün, gideceği istikamet belli ve yıllardır yoldaydı. Arada bir aksasa da hep aynı istikamette yol alırdı. Sonra bir anda yolda bir tabela belirdi, bize NAS ilkesine giden yolu gösterdi. Sonra biz kendi yolumuzu unuttuk, bu tabelaya uyduk. Giderken arabanın tekerleri de patladı, motoru da ısındı, alt takımı da elimizde kaldı. Tam her şey bitti derken bir kavşak çıktı geldi karşımıza, şimdi bizi NAS’a gönderenler el birliğiyle çağırıyor bilimin olduğu tarafa. E o zaman şimdi sıra U atmakta…